BÜYÜLEYİCİ, AŞIK OLUNASI ŞEHİR: VİYANA (1.gün)

Sonunda Viyana yazı dizimize başlayabildik.. O kadar muhteşem ve güzel bir şehir ki unutmanız çok zor olacak şimdiden söyleyelim.

İlk yazımızda komple kendi rotamızı, gezimizi, yaptıklarımızı anlatacağız. Şehir ile ilgili bilgiler, müzeler, tarihi, konaklama, yeme-içme, fiyatlar ve tavsiyeler ise bir sonraki yazımızın konusu olacak.

Öncelikle biz Viyana’yı gezmek için Paskalya tatili zamanını seçtik. 30 Mart Cuma günü Çek Cumhuriyeti’nden tren ile yola çıktık. Viyana tren istasyonuna ulaşınca şehir merkezine gidebilmek için metro/otobüs bileti almamız gerekiyordu. Otomatlardan aldığımız tek seferlik bilet ile airbnb evimize ulaştık. (2.4 euro ödeyerek ulaşmanız gereken yere kadar aktarma sayısına bakılmadan kullanılabilen tek seferlik bilet)

Viyana Ulaşım

Airbnb’den ev kiralamayı merak edenler şu yazımızı okuyabilirsiniz. ->

Eşyalarımızı bırakıp derhal gezi rotamıza başladık. Öncelikle biz yürüyerek şehri gezmeyi daha çok seviyoruz. İstediğimiz yerlerde duraklayarak, fotoğraf çekerek, ilgi çekici mekanlara dalıp çıkarak ve sokaklarda kaybolarak.. Bu yüzden konaklayacağımız yere ve ordan da Budapeşte yolculuğumuz için tren istasyonuna ulaşmak dışında bilet almadık.

Prater - Dünyanın en eski eğlence parkı

İlk olarak dünyanın en eski lunaparkı ve Avrupa’nın en eski dönme dolabının (Riesenrad) bulunduğu Prater Eğlence Parkı (lunapark)’nı ziyaret etmeye karar verdik. 1896 yılında İmparator I.Franz Joseph’in tahta çıkışının 50. yılı dolayısıyla İngiliz mimar Walter B. Basset’e 30 vagonlu olarak yaptırılmıştır. II. Dünya Savaşı’nda büyük zarar görünce 1947 yılında 15 vagonlu olarak tekrar hizmete girmiştir. Lunapark’a giriş ücretsiz istediğiniz gibi gezebilirsiniz. Daha sonra denemek istediğiniz her bir şey için jeton almanız gerekiyor.

Marilyn Monroe - Madame Tussauds Viyana

Haftanın 7 günü 24 saat açık bir alan ama farklı çalışma saatlerine sahip eğlence mekanları mevcut. Binmek/denemek istediğiniz aksiyona göre jeton ücretleri 1.5 ile 5 euro arasında değişmektedir. Dönem dolap ise 9 euro.

http://www.prater.at/GeneralInformation.php?LI=1

Benim değil ama “bazılarımızın” yükseklik korkusu, adrenalin falan derken atlı karıncaya bile binemeden alandan uzaklaşıyoruz. 😊

Prater Eğlence Parkı 

Çıkışta ise mutlaka denenmesi gerektiği söylenen Würstel yani hotdoglardan aldık (4 euro). Açıkça görüşümüz doyurucu ama mutlaka denenmesi gereken bir lezzet değil :D

İkinci durağımız Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından yapılmış olan müze “KunstHausWien”.  İçerisinde mimara ait eserlerin bulunduğu müzenin dışı seramiklerle kaplı. İçeride ise dalgalı bir zemin yapısı, çeşitli çıkıntılar ve çok hoş bir bahçe mevcut.

Kunsthaus Viyana

Kunsthaus Wien’e yaklaşık 500 metre uzaklıkta ise daha turistik olan diğer eseri mevcut : “Hundertwasser Evi”. Binada 52 adet daire, 4 adet dükkan ve terasında 250 adet ağaç mevcut olduğunu öğrendiğimizde çok şaşırıyoruz. Yani içeride yaşayanlar var 😊

Hunderwasser Evi

Gezimizin devamında çok güzel bir sokağa dalıyor ve fotoğraf çekmeye doyamıyoruz. Sokağın sonunda ise sıra bekleyen küçük bir insan grubu dikkatimizi çekiyor. “

Viyana Sokakları

"Dünyanın en iyi kahvesi” sloganıyla Fenster Cafe’yi gördüğümüzde birer kahve molası veriyoruz. Viyana’nın güzelliğinin sarhoşluğuyla mı yoksa günün ilk kahvesi olmasından mıdır bilinmez ama bize o an gerçekten en lezzetli kahveyi içiyormuşuz gibi geliyor 😊

Viyana Kahvesi <3 

Dünyanın en iyi kahvesi :)

             

Az ileride ise “Holy Trinity” Yunan Ortodoks Kilisesini görüyoruz. İçi de dışı kadar harika olan bu kiliseyi görmenizi tavsiye ediyoruz.
"Fleischmarkt" olarak da bilinen kilise 1787 yılında inşa edilmiş.

Holy Trinity Greek Ortodoks Kilisesi

Buradan sadece 500 metre ileride ise meşhur Aziz Stephan Katedrali bulunmaktadır. Katedrale giriş ücretsiz ancak kuleye çıkmak isterseniz kişi başı 5 euro ücreti bulunmaktadır. Okuduğumuz yorumlardan (foursquare) çok bir esprisi olmadığını anlayınca ve euro da malum 5 lirayı geçince biz kuleye çıkmadık. Siz isterseniz 9-17.30 saatleri arasında 343 basamağı çıkarak kuleye erişebilir ve manzaraya bakabilirsiniz.

St. Stephan Katedrali (Stephansdom) 

Aziz Stephan Katedrali etrafında dolaştıktan, bol bol atlı arabaların fotoğraflarını çektikten sonra herkesin elinde bir frozen dondurma olduğunu fark ediyoruz. Foursquare’den de bakınca yakınlarda meşhur bir yer olduğunu görüp biz de deneyelim diyoruz. Bu arada evet Katedral civarınca ücretsiz wifi var. 😊

Aziz Stephan Katedrali 

Orta boy bir frozen fiyatı 3.8 euro. Üzerine alacağınız meyve, şeker, çikolata gibi süslemeler ise 0.6 euro. Yani aşağı yukarı 5 euro’ya (şu anki kur ile 25  liraya) frozen dondurma alıp deneyebilirsiniz.

Frozen Yoghurt

Offline olarak kullanabildiğimiz CityMaps2Go üzerinde işaretlediğimiz bir diğer nokta ise Viyana’nın en eski meydanı olan Hoher Markt. Meydanın ortasında “Düğün Çeşmesi” (Wedding Foundation-Vermählungsbrunnen) adında  heykel bir çeşme var ancak asıl ilgi çeken noktası ise iki binayı birbirine köprü olarak bağlayan Ankeruhr.  Ankeruhr aslında büyük yaldızlı bir saat. Her saati tarihte önemli bir isim temsil ediyor. Saati öğrenmek için figürün başının üstündeki romen rakamına, dakika için ise üstteki yatay skalaya bakmanız yeterli. Her saat başında organ müziği ile birlikte tarihsel bir figürü temsil eden yaldızlı bir figür köprüyü geçiyor. Asıl esprisi ise öğren saat 12de, tüm tarihi figürlerin müzik eşliğinde geçtiği tören oluyor.

Ankeruhr

Ankeruhr’u geride bırakıp sokağı dönmemiz ile Viyana fotoğraflarının bir diğer meşhur ikonu olan kiliseyi ile karşılaşıyoruz. “Aziz Peter Kilisesi”

Viyana Sokakları

Aziz Peter Kilisesi

Biz kiliseye ulaştığımızda kapısında epey uzun bir kuyruk vardı. Daha sıra beklememizi gerektirecek bir çok yer olduğundan biz yola devam ettik. Ancak içerisinin büyüleyici atmosferini internette görünce girmediğimize de pişman olduk. Artık bir sonraki Viyana ziyaretimize.. 😊

Buradan Kohlmarkt caddesine geçtik. Burası dünyanın en bilinen tüm alışveriş markalarının olduğu bir sokak. Alışveriş seviyorsanız buradan kolay kolay ayrılamayacaksınız.

Kohlmarkt Sokağı

Michaelerplatz (Aziz Michael Meydanı) yönüne doğru giderken sağlı sollu Gucci, Fendi, Tiffany.. diye ilerlerken Demel’i görüyoruz. Demel Viyana’nın en ünlü çikolatacılarından. İçerisi her daim tıklım tıklım. Alt katta daha çok direkt satış varken üst katta oturulacak yerleri var. Ancak en az 15-20 dk beklemek gerekiyor. Başta bekleyelim dedik ve o arada bir camla ayrılmış izlemeye açık Demel’in mutfağında tatlı yapımlarını izliyoruz.. Ancak dar alanda beklemek çok sıkıcı gelince yolumuza devam ediyoruz. Asıl Viyana’nın en ünlü pastanesi Cafe Central ve orada da en az 25-30 dakika bekleme süreleri olabildiğinden Demel’de oturmaktan vazgeçiyoruz.

Demel'in Mutfağı

Demel Pastanesi

Geliyoruz Michaelerplatz’a. Viyana’nın imparatorluk sarayı Hofburg’a yakınlığı sebebiyle en ünlü meydanlarından biri burası. Meydanın ortasında Roma ve Ortaçağ’dan kalma kalıntıların sergilendiği açık bir alan bulunmaktadır. İmparatorluk sarayının kanatlarından biri olan Michaelertrakt direkt Kohlmarkt caddesinin başından itibaren görülmektedir.

Kanadın iki ucunda da büyük heykellerin bulunduğu duvar çeşmelerini görüyoruz. Sağdaki çeşme “Mastery of Land” soldaki ise “Mastery of Sea” olarak biliniyor. (1987)

Mastery of Sea

Alandaki bir diğer yapı “Looshaus”. Şu an üzerinde Raiffeisenbank yazmakta olan bina 1911 yılında ilk inşa edilmeye başlandığında Viyana’da büyük tartışmalara yol açmış. Düz çizgiler ve çok az süsleme olan yapısı Viyana’nın alışık olmadığı bir tarz olunca yapımı önce durdurulmuş. Daha sonra mimarı Adolf Loos’dan cepheyi balkon çiçekleriyle süsleme sözü alınınca bitirilmiş. Dönemin imparatorunun binanın “çirkinliği” sebebiyle sarayın bu kanadının(Michaelertrakt) tüm pencerelerinin perdelerini hep kapalı tutturduğu da söylentiler arasında. Bugün ise bu bina modern mimarinin en önemli örnekleri arasında kabul ediliyormuş.

Looshaus ve önündeki ilginç bisikletli

Looshaus’un yanında ise sadeliği ile neredeyse hiç dikkat çekmeyen bir kilise bulunuyor. “Aziz Michael Kilise”si 1221 yılında inşa edilmiş. İçeride diğer kiliselerden farklı olarak sadece rehberler yardımıyla gezilebilen 15-18 yy.dan kalma insanlara ait korunmuş cesetler bulunmakta.

Aziz Michael Kilisesi

Meydanı 360 derece gezdikten ve tanıttıktan sonra şimdi artık içeri girebiliriz 😊 2000den fazla odası 18 adet kanadı bulunan Hofburg Sarayı’nın tamamını bir günde gezmek sanırız ki imkansız! İçeride kraliyet daireleri, şapel, kilise,  kütüphane, kış binicilik okulu ve birçok müze bulunmaktadır.

Hofburg Sarayı

Hofburg Sarayı

Hofburg Sarayı

Sarayın içinden ilerleyerek Maria Theresien Meydanına çıkıyoruz. Burada ise Viyana Sanat Tarihi Müzesi ve Ulusal Tarih Müzesi binaları bulunuyor. Biz müzeler gezisini ayrı bir gelişimize bıraktığımız için gün batımında parkın ve binaların güzelliğine dalıp gidiyoruz.

Viyana Ulusal Sanat Tarihi Müzesi

Viyana Ulusal Tarih Müzesi 

Saray bahçesi olan Burggarten’da dolaşıyor ve Mozart’ın anıtını ziyaret ediyoruz.

Mozart Heykeli - Burggarten

Ulusal Tarih Müzesi ile Ulusal Sanat Müzelerinin tam ortasından ilerleyince yol bizi Museums Quartier olarak geçen yere çıkarıyor. Burada çok sayıda müze bulunuyor. Eğer o dakikaya kadar araştırma yapmamışsanız ve vaktiniz de varsa Museums Quartier’de wifi den yararlanarak girmek istediğiniz müzeye orada da karar verebilirsiniz.

Museums Quartier

Yürümeye devam ediyor ve Parlemento Binası’na ulaşıyoruz. Normalde ziyarete açık olan parlemento binası Paskalya Bayramı sebebiyle kapalı. Dışı ise tadilat sebebiyle inşaat makineleri ve parmaklıklarla çevrili. (Parmaklıkların içinden Parlemento Binasını ancak bu kadar gösterebiliyoruz)

Parlemento Binası- Viyana

Hemen arkasında ise meşhur “Rathaus” yani “Viyana Belediye Binası”(City Hall).

Önünde kocaman bahçesi, onlarca bankı olan geniş bir alana sahip. Yılbaşında ise Noel pazarı kuruluyormuş bu alana. Yaz boyunca müzik ve film festivalleri, baharda ise baharda Wiener Festwochen burada yapılıyormuş . Biz Paskalya’da gittiğimiz için hiçbirine denk gelemedik.  

Rathaus - Viyana Belediye Binası

Bitmeyen gün yapmışlar resmen.. Sıraki ziyaret noktamız Viyana Üniversitesi’nin hemen yanındaki ve yine yürüme mesafesindeki Votivkirche (Votiv Church – Adak Kilisesi). Kilisenin kuleleri 99 metre uzunluğunda! Beyaz ağırlıklı rengi ile bizi resmen büyüledi. İsminden de anlaşılacağı üzere kilise dönemin imparatorunun kardeşi suikastten kurtulunca tanrıya adak olarak inşa edilmiş.

Adak Kilisesi - Viyana Votiv Church

Eğer vaktiniz varsa mutlaka içeri de girin, ücretsiz. Müzeye girmek isterseniz de 3,9 euro. Sadece ön cepheden görmekle de yetinmeyin, asıl güzelliği arkasından parkın içinden görülebiliyor.

Adak Kilisesi - Viyana Votiv Church

İlk günümüzü böylece bitirmiş olduk . Akşam için süpermarketten sandviç malzemesi alıp airbnb evimizin yolunu tutuyoruz. Böylece ilk gün konaklama hariç 33 euro ile günü kapatıyoruz.

Viyana’da konaklama gerçekten pahalı. En uygun halletme yolu ise Airbnb veya Booking. Airbnb evimizden ayrılırken yol üstü çok iyi bir hostel görüp fiyatlarını sorduk. Bizim gittiğimiz dönem için (29-30 Nisan 2018) Viyana’daki en uygun yermiş kesinlikle sonradan fark ettik. “Hostels International” adında yepyeni binada 23 euroya üstelik kahvaltı dahil konaklayabilirsiniz. Gitmeden konaklama için yer arıyorsanız orası da aklınızda olsun.. 😊

Viyana'da 2.gün için sizi şuraya alalım..