Desteğiniz için Teşekkürler!
DANİMARKA ÇIKIŞLI AKIM : HYGGE
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Danimarkalılar ülkelerinin tüm kasvetine rağmen her sene dünyanın en mutlu insanları olmayı nasıl başarıyorlar? Ekonomik refahı geçersek sürekli kapalı olan havaya rağmen bu kadar huzurlu olmalarının bir sebebi de minimalizmi ve yavaş yaşamı benimsemiş olmaları.
Yavaş yaşamak derken.. Hayatın koşturmacasını bir kenara bırakmak, akşamları iş sonrası daha kaliteli vakit geçirmek gibi şeyler. Bu akıma kendi dillerinde "Hygge"(hoo ga) diyorlar.
Hygge; anı yaşamak, günün küçük güzellikleri için şükretmek, sıradanı alıp güzelleştirmek ve özelleştirmek anlamlarına geliyor. Bence biz Türkler bu tür şeylere ne gerektiği önemi veriyoruz ne de üzerinde duruyoruz. Her anımız koşturmaca, günlük yaşam dertleri, ev-iş-okul şeklinde gelip gidiyor. Etrafımızı ve içimizi güzelleştiremiyoruz. Oysa gerçekten bu tür şeylere önem vermememizin geçerli bir bahanesi yok. Evet belki her gün uygulayamayız ama haftada birkaç akşam kaliteli vakit geçirmekten, kendimize sevdiklerimize "gerçek" zaman ayırmaktan bizi ne alıkoyuyor olabilir? Gerçek zaman derken, beraber oturup survivor izlemek değil.. Harala gürele oturulup kalkılan ve hemen temizliğine girişilen akşam yemekleri de değil..
Biz de her günümüzü böyle "kaliteli" geçirmiyoruz elbette. Ama en azından birkaç akşam olur haftasonu olur tüm iş, okul, yaşam dertlerini bir kenara bırakmaya ve sadece o günün, zamanın kıymetini bilerek vakit geçirmeye çalışıyoruz. Bazen beraber, bazen sevdiklerimiz, dostlarımızla bazense sadece kendimiz..
Şimdi hepberaber bir deneyelim isterseniz ve hayatımızdaki etkilerine bakalım.. Bu hygge akımını kendi hayatımıza uyarlayarak sadece önümüzdeki bir hafta aşağıdaki maddelerden bazılarını hayatımıza uygulamaya çalışalım.
- Mum ışığına şans verin
Konu kesinlikle romantizm değil. O yüzden kafanızdaki sadece "romantik akşam yaratma" amaçlı kullanılan mumu çıkarıyoruz.. :) Birkaç veya 5-10 size kalmış, çıkaralım süs mumlarını ortaya.. İster işiniz olsun isterse boş bir akşam, mum ışığının keyfini çıkaralım. Hygge zaten anı yaşamak, biraz yavaşlamak olduğuna göre bu akşam mum ışığında çok iş yapamayacaksınız :)
- Okuyun
Okumanın etkisi küçümsenemez ve yararları saymakla bitmez. Bizim için önemi ise "günde 10 dakika kitap okumanın stresi ne kadar azalttığı konusundaki araştırma" ile bir kat daha arttı. Burada yine Türklerin ne kadar az kitap okuduğu, kişi başına düşen kitap sayısından bahsetmeyeceğiz. :) Ancak gelin bu hafta deneyelim, çok değil günde sadece 10 dakika da olsa birşeyler okuyalım. Elektronik değil, kağıda basılmış, dokusunu-kokusunu hissedebildiğimiz bir kitap..
- Sebze-meyve tüketin
Havalarda ısınmaya başladığına göre hafif beslenmek daha kolay olacak. O halde bu hafta yağdan, et ürünlerinden, yumurtadan uzak daha çok sebze yemeği, salata ve meyve ağırlıklı beslenelim. Öğünlerimizi buna göre hazırlayalım. Ve en önemlisi sofradan "tam doymadan" kalkalım. O her zaman yemek sonrası üzerinize basan ağırlık var ya, bu hafta olmasın :)
- Pişirin
Doymak için değil, yaşamak için değil, keyif için pişirelim. Bu haftanın sadece bir günü olsa dahi farklı bir tarif deneyelim veya sadece o mis gibi fırında pişmiş yemeğin, hamur işinin kokusuna hazırlayalım kendimizi.
- Bakım yapın
Belki hep niyetlendiğiniz ama bir türlü vakit ayırmadığınız o maske var ya bugün artık zamanı geldi :) Hazır değil, evdeki malzemelerle hazırlayacağınız bir yüz maskesi, saçınıza süreceğiniz besleyici bir yağ maskesi veya sadece el-ayaklarınız için biraz zaman ayıralım. Bu bakım zamanınızda bencil olun ve başka iş ne yapın ne bir sonraki işinizi planlayın. Sadece rahatlamanın, kendinize vakit ayırmanın tadını çıkaralım..
- Çiçek alın
Birisinden beklemeyin. Kendiniz için gidin ve saksı çiçeği veya buket fark etmez, görmekten keyif alacağınız canlı bir bitki alın. Evdeki, iş ortamınızdaki bitkilerin siz fark etmeseniz de modunuza öyle etkileri var ki.. :)
- Elektronik her şeyi bir kenara koyun
Belki tüm gün ayrı kalamayacaksınız ama öğlene kadar veya öğleden sonra ya da en azından tüm akşam bütün elektroniklerden uzak duralım. Onlarsız vakit geçirmenin keyfini sürelim. (Uzak kalmak başta ne kadar eziyet gibi gelse de onlarsız geçirdiğiniz zamanın yerinin ayrı olduğunu fark edeceksiniz) Bir telefonda veya ilginç bir haberle bölünmeyecek sohbetler edelim, yemek yiyelim, kitap okuyalım veya sadece dışarıyı seyrederek anın tadını çıkaralım..
- Gardrobunuzu sadeleştirin
Sadelik, minimalizm karmaşık ve yoğun hayatlarımızda büyük ihtiyaçlar halini aldı. Sonra giyerim, sonra kullanırım, indirimdeymiş, süs olur vs diyerek aldığımız şeylerle doldurduk evlerimizi. Biz son 2 yılda buna bir son verdik ve almadan önce kendimize, birbirimize mutlaka sorduk "gerçekten ihtiyacım/ihtiyacın var mı?". Sadece bir anlık beğeni, heves ile aldığımız şeyleri çıkarmaya başladık hayatımızdan. Bir kısmını verdik, hiç işe yaramayacakları attık ve bir çoğunu da letgo, gardrops gibi siteler üzerinden sattık. Her giden eşya, kıyafet ile birlikte sanki daha hafifledik. Siz de bu hafta her sene çıkarıp hiç giymeden geri kaldırdığınız yazlık, kışlıklarınıza bir bakın. İster doğrudan giyecek birilerine verin, isterseniz internet üzerinden başkasının işine yarayabilir diye ilan verin. Bu sadelik gardrobunuzdan, evinize ve yaşamınıza sıçrayabilir ve sizi eşyaların getirdiği yükten kurtarabilir.
- Eleştirmeyin
Günlük hayatımız hep bir şeyleri eleştirerek geçiyor. Ağzımızda hep olumsuzluklar. Tüm bu olumsuz kelimeler modumuzu ve düşünme tarzımızı da etkiliyor. Bir gün sıkalım kendimizi ve ağzımızdan hiçbir olumsuz cümle çıkmasın. Aklımıza gelenleri de kovuşturalım. Yanımıza gelenlerden ise "bugün eleştiri detoksunda" olduğumuzu belirterek uzaklaşalım :) Bir günlüğüne ülkenin durumundan, haberlerden ve olumsuz konuşacaklardan izole edelim kendimizi..
- Caz dinleyin
Biz fark etmeden de olsa bilinçaltımızı olumsuz etkileyebilecek, modumuzu düşürebilecek şarkılara ara verelim ve caz, new age, klasik müzik açalım. Müziğin kesinlikle her türlüsü ihtiyaç ama bugün biraz enerjimizi yükseltecek, rahatlatacak olanlara öncelik verelim. Hatta bu müzikleri en çok stres yaşadığınız, gerildiğiniz yerlerde (toplu taşıma, trafik, iş ortamı vs) dinlemeye başlayarak tüm güne yayalım..
- Müzeye gidin
Farklı şehirlere, ülkelere gidince mutlaka müzelerine bir uğrayasımız geliyor. Ancak hepimiz başta kendi yaşadığımız şehirlerdeki müzeleri/ören yerlerini ihmal ediyoruz. O halde kendi şehrimiz müzelerine de şans verelim ve önceden araştırıp bilgi sahibi olarak gezelim bir müzemizi..
- Kütüphaneye / sahafa uğrayın
Belki zaten hep uğruyorsunuz belki yıllardır önünden geçmediniz.. Kitaplarla dolu bir atmosfere girelim bu hafta. Eski kitapların arasında vakit geçirelim. Farklı farklı hatta tarzınız bile olmayan kitaplara, dergilere şans verelim. Belki çok farklı bir şey öğreneceğiz veya yeni bir ilgi alanı keşfedeceğiz kimbilir..
- Ertelemeyin, yapın
Bazen kafamızda bir iş olur veya "vakit olunca yapacağım" dediğimiz bir aktivite olur ama haftalarca kalır.. Bu hafta onu yapın. Arka planda da olsa hep "yapacağım" şeklinde geleceğe bir plan olarak gönderip yük ettiğimiz o işi, aktiviteyi yapalım. Bittiğinde gerçekten hafifleyeceksiniz.
- Davet edin
Epeydir aklınızda olan ancak bir türlü davet edemediğiniz, vakit ayıramadığınız o arkadaşınızı/akrabanızı arayın bugün ve bu hafta bir günü beraber planlayın. İster yemek, ister sadece çay kahve içmek olsun, sevdiklerimize/ uzun zamandır görüşemediklerimize vakit ayıralım. Davetinizi kendinizi strese sokacak, ikramda eksik olmasın diye uğraşacak kadar abartmayalım. Unutmayın zaten bu aktivitelerin amacı kendimizi rahatlatmak, kaliteli huzurlu yaşama geçmek.
- Tüylü dostlarımıza vakit ayırın
Günlük yaşamımızın koşturmacasında farkına bile varmadığımız, etrafımızdaki tüylü dostlarımız için yavaşlayalım bir gün. İster besleyin, ister sevin okşayın isterseniz sadece izleyin ama yeter ki sevgi ile bakın onlara.. Beslemenin, barınacakları bir yer hazırlamanın ve onlara yardım etmenin size hissettireceği o tatmin duygusunu geçiyorum sadece sevdiğinizi göstermeniz bile hem onlar hem kendiniz için yeterli olacaktır. :)
- Yardım edin
İlla büyük iyilikler, yardımlar yapmak zorunda değilsiniz. Fakat hayatınıza katacağınız ufak jestlerle kendinizin ve çevrenizin hayatını güzelleştirebilirsiniz. Ve inanın ufak bir iyilikle başka birinin yüzünde göreceğiniz ufak bir tebessümün güzelliği gününüze yayılacak. Sizden önce/sonra gelen birine kapıyı-asansörü tutun mesela. İşe gidip gelirken her gün gördüğünüz çalışanlara (simitçi, belediye çalışanı, toplu taşıma şoförleri, güvenlik görevlileri şeklinde listeyi genişletebiliriz) güleryüzünüzle selam verin, iyi günler dileyin. Hatta bir hal hatırlarını sorun :) Yerde gördüğünüz bir şişeyi çöpe atın. İster iş arkadaşınızın masasına ister başka bir yabancı bulsun diye güzel bir not yazın ve bırakın. (mesela sosyal medyadaki oku-bırak kampanyalarına hastayız) Acelesi olan ama akbili, kentkartı bitmiş birinin yerine kart basın. Durumunuz iyiyse askıya yemek, ekmek, kahve bırakabilirsiniz. (Daha büyük şeyler içinse askıda ne var ile iletişime geçebilirsiniz. Sadece üniversite öğrencilerine askıda ürün ve hizmet sağlayan harika bir oluşum) Yapacağınız herhangi ufak bir jest, iyilik hatta küçük bir gülümsemeyle en azından o gün için zincirleme bir iyilik dalgası yaratabilirsiniz. Dokunduğunuz hayatların birçoğu, bu iyiliği başka bir hayata da bulaştırmak isteyecektir :)
- Mektup yazın
Belki hiç yazmadınız, belki yazdınız göndermediniz veya eskide bıraktınız bu alışkanlığımızı.. Oysa o kadar keyifli, yeri o kadar ayrı ki.. Biz her sene sevdiklerimizle birçok kez mektuplaşıyoruz. Aynı şehirde olsak bile her yılbaşı mektup yazıp veriyoruz birbirimize. O mektuplarda yeni yıl kararları, sevinçlerimiz, umutlarımız oluyor. Hem kendimiz hem gelecek kuşaklarımız için ufak birer yazılı hatıramız da kalmış oluyor. Siz de bu hafta bir mektup yazın ve gönderin :)
Kendimize bu özgürlüğü tanıyalım bu hafta.. Misafirler için sakladığınız o yemek takımlarını kendiniz için çıkarın. En güzel nevresim takımlarınızı, sadece özel günlerde giyerim diye dolapta sakladığınız güzelim kıyafetlerinizi çıkarın. "Bir ara mutlaka gelelim buraya" dediğiniz yere gidin, hep denemek istediğiniz o yiyeceği alın, hediye olarak gelse sizi mutluluktan uçuracak o şeye koşun. İçinizde ukte kalmasın bu sefer kendinize yapın.
- Çizin
Birşeyler çizmek, boyamak için illa da yetenek gerekmiyor. Çizimin hafızaya, zihne o kadar çok faydası var ki.. Hatta bu yüzden hatırlarsanız bir ara Mandala akımı sarmıştı her yeri.. Hepimiz boyama kitapları ellerimizde renklerle stres atıyor, vakit geçiriyorduk. Yani yaşınız ne olursa olsun bu hafta buna bakmayalım ve birkaç saatimizi de olsa açalım müziğimizi ve çizime/boyamaya ayıralım..
- Arayın
Eskiden çok yakın olduğunuz ama hayat telaşı ile artık senede bir arar olduğunu o arkadaşınız/arkadaşlarınız var ya.. Şimdi arayın onları ve hal hatırlarını sorun, eski güzel günleri yad edin. Eminim karşınızdakini arayarak ne kadar mutlu ettiğinizi sesinden anlayacaksınız..
- Güneşi doğurun/batırın
Belki her gün güneş doğarken kalkıyorsunuz belki gün doğumunu kaçırıyorsunuz. Ama gün doğumunda kalksanız bile kahvaltı, hazırlık, telaş derken günün o en güzel ve huzurlu anlarını hepimiz kaçırıyoruz. Şimdi bir sabah da olsa bu telaşı kenara bırakalım, gerekirse biraz erken kalkalım ve sadece o dakikaları huzurla geçirerek güne hazırlanalım. Eğer bunun mümkünatı yoksa gün batımları var. :) İster yalnız, isterseniz sevdiklerinizle şehrinizde gün batımını en güzel izleyeceğiniz yere gidin. Yanınızda götüreceğiniz bir termos içecek ve aperatif birşeyler ile geçireceğiniz akşam belki son zamanlardaki en huzurlu akşam yemeğiniz olabilir. :)
- Pişirmeyin
Evet yukarıda pişirin demiştik, şimdi ise bir gün hiçbir şey pişirmeyin diyoruz :) (Ramazan'da uygulayamazsanız bile sonrasında bir gün) Hazır zaten yaz geldi ve ağır yemekler yerini hafif öğünlere bıraktı. Öyleyse bunu uygulamak çok da zor olmayacak. Bir günlüğüne hafif, pişmemiş yiyecekler ile beslenince kendinizi daha hafif ve dinç hissedeceksiniz. Salata çeşitleri, soğuk sandviçler, smoothie'ler, kuruyemiş ve daha birçok çeşit yiyecek ile gününüzü doldurabilirsiniz ;)
- İltifat edin
İltifat etmek zor geliyor olabilir, oysa gün içinde çevrenizdekilere edeceğiniz birkaç samimi iltifat ile günlerini öyle güzelleştirebilirsiniz ki.. Ve bu birkaç güzel cümle sayesinde sizin de gününüz güzel enerjilerle dolacak.
- Başardıklarınızı düşünün
Bugüne kadar başardıklarınıza dönüp bir bakın. Hayal ettiklerinize.. Gerçekleştirdiklerinize.. Başaramadığınızı düşündüğünüz her şeyin, isteyip yapamadığınız her durumun sizi aslında daha büyük başarılara, daha iyi günlere hazırladığına inanın. Belki başaramadığınızı düşünüp hayal kırıklığını yaşadığınız o ilk anda bunu inkar edeceksiniz ama dönüp bir bakın. Hepsinin bir sebebi var. Olmuyorsa daha iyisi olacağı içindir. Şimdi bugün başardıklarımıza odaklanalım ve kendimizle gurur duyalım. :)
- Kıyın, bu sefer kendiniz için yapın
Kendimize bu özgürlüğü tanıyalım bu hafta.. Misafirler için sakladığınız o yemek takımlarını kendiniz için çıkarın. En güzel nevresim takımlarınızı, sadece özel günlerde giyerim diye dolapta sakladığınız güzelim kıyafetlerinizi çıkarın. "Bir ara mutlaka gelelim buraya" dediğiniz yere gidin, hep denemek istediğiniz o yiyeceği alın, hediye olarak gelse sizi mutluluktan uçuracak o şeye koşun. İçinizde ukte kalmasın bu sefer kendinize yapın.
- Seyahat planlayın
Henüz yakınlarda belki bir seyahat imkanınız, izniniz vs yok. Ama bu güzel bir seyahat planlamanıza engel de değil. Oturun ve o çok görmek istediğiniz şehri, ülkeyi hayal edin. Bloglara, otellere, hostellere bakın, şehrin ulaşımını, görülmesi gereken yerleri her şeyiyle araştırın. Hem ileriye dönük bu hayalinizi gerçekleştirmek için ilk adımı atmış olacaksınız hem de o seyahat fırsatı kapınıza geldiğinde buna hazırlıklı olmuş olacaksınız.. :)
- Durun, dinleyin
Bu belki uygulaması hem en basit hem en zor madde. Durun, hızla farkında bile olmadan geçen zamanı yavaşlatın. Etrafınıza bakın ama bu sefer farkındalıkla. Etraftan gelen sesleri dinleyin, izleyin. Kafanızdaki diğer tüm düşünceleri uzaklaştırın ve bulunduğunuz anın "gerçekten" içinde olun..
Bu maddeleri daha da çeşitlendirebiliriz elbette. Ancak şimdilik bu maddeler ile başlayıp "hygge" akımını hayatımıza biraz olsun katarak belki bir fark yaratabiliriz. Bu ay, her güne bir tane olsa bile, bazı günleri es geçsek bile deneyelim. Hatta biz instagram storylerimizde paylaşalım diyoruz. Siz de bize eşlik etmek isterseniz paylaşımlarınızda bizi (Kıtalar Atlası) etiketleyebilirsiniz.. (elektroniksiz gününüzü bize bir sonraki gün anlatabilirsiniz) ;)
Her ne kadar bu tür kararlar, uygulamalar çoğumuzun hayatında köklü değişiklere yol açamasa veya yerleşemese de belki bazılarımızın sadece önümüzdeki haftayı da olsa daha farklı, daha huzurlu geçirmesini sağlayacak.. Hatta belki, kimbilir, bazılarımızın hayatını gerçekten etkileyecek ve uzun vadeli olacaktır.. :)
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İlginizi Çekebilecek Konular
En Çok Okunan Yazılarımız
MEMURIYETTEN ISTIFA- SON ISLEMLER
Su an bildiginiz uzere memuriyetten istifa surecimin sonlarina yaklastik. Acikcasi bu kadar uzun surecegini bile beklemiyordum. Bu yazida size istifa surecinin son asamalarini anlatacagim. Oncelikle sunu belirteyim: Isyerimden ayrilmadan 2 ay once ucretsiz izin talep dilekcesi verdim. Ancak ne olumlu ne olumsuz bir cevap gelmeyince bundan tam 5 ay once istifa dilekcemi de birakip ciktim. 4 ay boyunca tek bir haber gelmedi durumumla ilgili ve maas yatirmaya da devam ettiler. Sonunda gecen ay (subatta) benim birimimden arkadasim whatsaptan yazdi, Bakanliktan yazi gelmis ne ucretsiz iznimi kabul etmisler ne istifami, mustafi sayilmisim. (10 gun ise mazeretsiz gitmeyince kendi istegiyle cekilmis sayiliyorsunuz) Neyse en azindan sonunda bir cevap alabildigime sevindim, cunku yurtdisindaydim ve artik bir an once bakanlikla baglarimi koparmak istiyordum. Benden Bakanlik kimligimi, elektronik imzami ve son mal bildirim beyannamemi gondermem istendi. Neysek...
KAMU PERSONELI ÜCRETSİZ İZİN ALMA SÜRECİ
Bu yazımda size kamu personeli olarak geçtiğimiz aylarda nasıl ücretsiz izin aldığımdan, geri döndüğümde ne yaptığımdan ve kısaca memuriyetten istifa sürecime giden yoldan bahsedeceğim. Ücretsiz İzin Alma Evdeki hesap çarşıya uymayıp eşim benden önce doktoraya kabul alıp gittiğinde ben halen yükseklisans tez aşamasındayım. Ve bu arada çalıştığım kurumun vekil müdürlüğü hiç istemediğim halde bana verilmişti. Çok stresli zamanlardı. Tezimi bitirmek için tüm yıllık izinlerimi kullandım ancak bahar dönemi yurtdışı doktora başvurularına yetişemedim. Öyle olunca ve eşimle de sadece 2 ayda bir izin alıp Türkiye' ye dönünce görüşebildiğimizden ücretsiz izin alıp yanına gitmeye karar verdim. Böylece hem işimin stresinden uzaklaşacak, hem oradan direkt doktora için başvuruları deneyecek ve elbette eşimin de yanında olabilecektim. 5 yılımı yeni tamamlamıştım ve tabiki henüz yeşil pasaportum da olmadığından elimi kolumu sallayarak gidemiyordum. Bu sebeple ücretsiz izin almak için ç...
İNTERNETTEN PARA KAZANMAK - ANKETLER
Yaklaşık 1.5 ay önce bahsetmiştim ilk olarak size. Çok güzel geri dönüşler geldi, hepinize teşekkür ediyoruz. Halen üye olmamış arkadaşlar buraya tıklayarak hemen üye olabilirler. Blogdaki ilk yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Şimdi hem tekrar yaklaşık olarak kazancı göstermek hem de bazı önemli noktaları paylaşmak için yeni bir yazı hazırladık. Bu yazıda site kullanımı ve kazancı arttırmanın yollarından bahsedeceğiz. İlk olarak yapmanız gereken "surveys" kısmında yer alan "surveys profile" i doldurmak. Bu kısımda sizin ve ailenizle ilgili sorular, işiniz, yaşınız, cinsiyet, çocuklar gibi çeşitli sorular yer alıyor. Bunları doldurduktan sonra aşağıda yer alan anket sağlayıcılara tıklayarak anket olup olmadığına bakabilirsiniz. İlk zamanlar sabırlı olun, çok anket gelmeyecektir. Ancak siz anket çözdükçe de gelen anket sayısı zamanla artacaktır. Anketler Türkçe gelecek o yüzden bir sorun yaşamazsınız. Anket çözerken özellikle di...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuzu buraya yazabilirsiniz.